Ereğli Mutlu Son

Ereğli Mutlu Son

Ereğli Mutlu Son

Sanırım bu koşul, resmi merasim için

lüzumlu olan keyfin bir parçası olmaktan öte değildi.

Onu sıraya götürdüm ve önceden bana öğretildiği şekilde

yatması için zorluyormuş şeklinde yaptım. Oyun icabı birazcık Ereğli Mutlu Son

isteksizlik gösterisinden sonra kabul etti ve derhal yüzükoyun

sıraya uzandı, başının altına bir yastık koydu ve o böylece ya‐

tarken elleriyle, ayaklarını sıkıca sıranın bacaklarına

bağladım. Bu işi de bitirince, üzerinde kalan gömleğini beline

sıyırdım, pantolonunu dizlerine dek indirdim. Böylece

gözlerime arka açıdan en açık ve özgür şekilde

sergileniyordu.

Güçlü ve etli baldırlarının üzerinde yastık benzer biçimde

yükselen ve aralıklarını, belde birleştirerek bitiren bir çift

tombul, pürüzsüz, bembeyaz kalçalar sanki kamçıyı

karşılamak için kabarmışçasına cüretli bir hedef sunuyordu.

Kamçılardan birini alıp sıranın yanına geldim ve onun

yönergeına uyarak bir solukta on kırbaç indiriverdim, küreleri

titretecek şekilde tüm gücümü kullanmıştım. O ise tüm bu

çabamı pire ısırığı almış kadar ilgilenmiş görünüyordu. Bu

arada, darbelerin etkilerini dikkatle gözledim, şaşırtıcı

Ereğli Mutlu Son

derecede gaddarcaydılar. Her kamçı o beyaz tepelerin yüzünü

sıyırıyor, rengini gittikçe daha da koyulaştırıyor ve benden

uzak yarının yanına indirdiğim darbeler, özellikle de

gamzelerini kesiyor, mor izlerden ya kan fışkırıyor yahut

büyük damlalar halinde üzerinde kalıyordu. Bazı kesiklerden,

tenine saplanıp kalan kıymıkları toplu-yordum. Dalların

tazeliğini ve darbelerin şiddetini göz önüne alırsak, yaralarda

bir anormallik yoktu. Cildinin tüm yüzeyi, onu dolduran sert

ve sıkı etin üzerine öyle düzgün gerilmişti ki darbeler altında Ereğli Mutlu Son

aslabir oynamaya veya ıslak dalgalanmaya meydan

vermiyordu. Bu yüzden de daha iyi bir lokma olup daha

çabuk kesiliyordu.

Ne var ki bu içler acısı görüntüyle en başından itibaren

yüreğim parçalanmıştı, bu işi üstlendiğime pişman olmuştum

ve yeterince kırbaçlandığını düşünerek vazgeçmek üzereydim

fakat devam etmem için içtenlikle yalvarıp beni yüreklendi‐

rince on kamçı daha indirdim, sonrasında durup kanlı izlerin

artışını izledim. Sonunda cesurluğunu, hevesini görmüş oldukçe

gitgide bu manzaraya karşı katılaşarak ara vererek

kırbaçlamayı sürdürdüm. Sonucunda acıdan değil de, yeni ve

güçlü bir duyumun etkisinden olduğunu açıkça

idraklayabildiğim şekilde kıvranıp, büküldüğünü görür görmezdurdum. Bunun anlamını merak ederek molalardan birinde

yanına yaklaştım, o ise hala göbeğini altındaki minder

üzerinde sürtüp döndürüyordu, etten tepenin benim

tarafımdaki dokunulmamış, incinmemiş kısmını okşayıp elimi

usulca baldırının altına kaydırınca hakkaten şaşırtıcı bir şey

hissettim, işlerin gidişi epey ilerlemişti.