Ereğli Mutlu Son

Ereğli Mutlu Son Fuat elleriyle kalçalarının her bir bölgesini okşayarak onu hissetmeye çalışıyordu. Mine’nin kalçalarında hem şehvet ve vahşilik bununla birlikte bir utangaçlık vardı sanki. Sıkılığı, beyazlığı, tam kuyruk sokumunda birleşen kanatlarının dolgunluğu Fuat’ın şehvetini iyice kabartıyordu. Aslen iyice sıkmamak, haşin davranmamak ve parçalamamak için kendini zor tutuyordu. Bir yandan Mine onun için kırılgan ve ulaşılmaz bir kadın idealiydi. Onu hep bu şekilde resmetmek istiyordu.

Düşlerinin mevzuğu olacak kadın böyle olmalıydı. Sınırsız ve lütufsuz bir tutkuyla gelmeliydi kadını ona. Üzerinde hâlâ içinde bulunduğu duruma inanamama ama bunun sonuna kadar keyfini çıkarma hali vardı. Her bir kareyi belleğine kazımak ister gibiydi. Mine’nin altına geçmesini istedi. Birazcık daha dursa kalçalarını elleriyle iyiye ayıracak ve bayıltana kadar onu kucağında zıplatacaktı. Mine arkası dönük Fuat’ın altına girdi ve kasıklarına da bir yastık koydu. İyice yukarı dikilmiş kalçaları, kadınlığı, her şey gaslınün önündeydi. “Sen beni çıldırtacaksın!”

Ereğli Mutlu Son

Ereğli Mutlu Son Fuat bunu diyerek Mine’nin üzerine çıktı. Azca önce aynada hayallere daldığı, kendini zor tuttuğu Mine’nin dolgun ve utangaç kalçaları elinin altındaydı ve bir yandan boynunu sırtını öperken bir yandan da organını kadınlığının derinliklerine batırıyordu. Aynada ise muhteşem bir görüntü vardı. Mine’nin kalça ve göğüs kıvrımlarının yanında zevkten iyice yükselmiş, neredeyse başka boyuta geçmiş yüzü. Ayna birbirlerinin yüzlerine, gözlerine bakmalarındaki araç olmuştu. Fuat Mine’nin yüzünde senelerce uğraştığı ikonalardaki uhreviliği gördü. Onun suratına bakarak tüm öz sıvılarını kalçalarına boşalttı.

Yaşamında bu şekilde bir patlama yaşamamıştı. şuuraltında, bilinç üstünde onu o icra eden ne var ise, tüm zaafiyetleriyla, her şeyiyle oluk oluk Mine’nin üzerine akmıştı. O günden sonrasında iki yıl boyunca hiç ayrı kalamadılar. “Kendini ilk kez âşık olmadığın bir adama mı teslim ettin?” Bunu söylerken Fuat Minenin boğazını hafifçeçe sıktı ve sanki bir kılıcı içine saplıyormuşçasına, ansızın daha çok içine girdi. 11 Gece usulca Mine’nin üstüne çökmüştü. Fuat’la olan ilişkisini düşünmek uykuya dalmasını engellemişti. Bazı olayları, konuşmaları bir yere oturtmak, ona karşı yine yumuşak ve hoşgörülü olmak istiyordu. Bazen düşünmüyor değildi.